-
1 kalıp
kalıp <- bı> Form f, Matrize f, Schablone f; Muster n, Modell n; (Schuster)Leisten m; Stück n Käse, Seife;kalıp kıyafet Äußere(s);kalıba vurmak wieder in Form bringen;kalıbını basmak sich für etwas verbürgen;kalıptan kalıba girmek fig Problem hin und her gewälzt werden;-i kalıp etmek fam jemanden anführen, anschmieren
См. также в других словарях:
kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek) — argo ölmek Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler ise de fayda etmedi. Bir hafta sonra kalıbı dinlendirdi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük